Şahin Özer ile Asım Can Gündüz'ün Tv'de yaptığı bir tartışma var.
Asım Can Gündüz isyan ediyordu: "Bir albümden 15bin lira kazanıyorsunuz. Bize 500 lira
veriyorsunuz!"
Yani
adam diyor ki: Şarkıları, müziği yapan benim. Söyleyen benim. Sen benim
albümümü çıkarıyorsun. Bana da tüm kârdan %2-4 civarı pay veriyorsun!
Bu
haksızlık değil mi?
Bu nasıl
bir sömürü düzeni?!
Hah işte
onu diyecektim ben de... Çünkü artık bu sömürü düzeni bitti!
Bu
`hükümranlık` mp3 ve internetten `download` ile bitti!
Bu download işinin `ağa
babası` da Napster'dır. Sonra Metallica`, Sean Parker'ı mahkemeye verdi
napster paralı oldu. Yani kapandı!
Kapandı
ama bu sistem P2P ile devam etti. Kazaa, Soulseek, Limewire ile Rapidshare ve
Torrent ile devam etti.
Teknoloji
ile insanların müziğe ulaşması kolaylaştı. Youtube, Soundcloud gibi mecralardan
insanlar şarkılarını yayınladılar. Kaset çıkarmak için Unkapanı'nda plak
firmalarına dilenen insanlar; yerini, youtube'da ve soundcloud'da yayınladıkları
amatör şarkılarla kitle yapan underground müzik gruplarına bıraktılar. Artık
rüzgar; cebi şişkin plak şirketlerinin değil, kaliteli müzik yapan sanatçıların
yönünden esmeye başladı.
Teknoloji
bu kara düzeni bozdu. Artık enstrümanını alıp, kitlelere konser verenler para
kazanmaya başladı. Filtreli mikrofona 1 kez okuduğu şarkıyı oraya buraya satan,
hiç konser vermeden paraları götüren çakma pop şarkıcılarının devri kapandı.
Zaten "albümlerimiz internetten indiriliyor. Aç kaldık" diye
ağlayanların büyük kısmı ya yapımcı ya da bu şarkıcı müsveddeleriydi!..
Sabah
programına çıkıyor şarkıcının biri... "Canlı canlı bir şarkı söyle" diyorlar. "Sesim şu an kötü. Söyleyemem" diyor. Onu
oraya getiren ana melekesi olan şarkıcılığı bile icra edemeyen insanlar, ses
filtreleriyle, efektlerle yapılan şarkılarla trilyonluk yapıldı bu ülkede.
Şimdi yalılarda oturuyorlar.
Yıllarca
"mp3'e karşıyıııız. Emek hırsızları" diye ortalığı yıktılar. Aslında
sanatçıların hakkını gasp eden gerçek emek hırsızları bunlardı. Timsah
gözyaşları işe yaramadı. Neyse sonuçta teknolojinin gelişimi ve mp3'ün çıkmasıyla, Türkiye'de bir hükümranlık yıkıldı ve alternatif müziğin önü açıldı.
Tüm
bunların yanında mp3'ün negatif yönü de oldu hayatımızda... Kalemle
kaset sarmaktan sıkılıp, bütün albümü dinlemek zorunda kaldığımız; dinleye
dinleye o albüme aşık olduğumuz yılları da özlemiyor değilim. Maalesef artık
her şeyi daha hızlı tüketiyoruz. Bunca emek verilmiş albümleri indirip,
kıymetini anlayamadan bir köşeye atıyoruz. İşte bu da bizim ayıbımız!..
0 yorum:
Yorum Gönder