18 Aralık 2014 Perşembe

Heey gidi Rus Pazarı. Nereden Nereye...


Dışkapı Pazarı'nın mazisini çoluk çocuk bilmez. Burası 1993 yılında kuruldu. ilk açıldığı zamanı dün gibi hatırlıyorum. 

İnsanlara "buyrun gelin, istediğiniz parselden yer seçin" dedi belediye. Bavul ticareti yüzünden O dönem Türkiye'ye müthiş rus akını vardı. Ankara'ya da epey rus gelmişti ve bu pazar onlar için müthiş bir yerdi. 

Biz Ankaralılar önce ne olduğunu anlayamadık. Ürünleri ve fiyatları inceleyince, Rus Pazarı hayatımızın bir parçası haline geldi. Pazarın her yerinde rus kadınları, rus malları satıyordu. Erkekler de gelirdi ama genelde kadın olurdu.

Rus pazarı fiyatlarıyla, ilginç ürünleriyle (bazıları için de kadınlarıyla), Ankara'ya özgü bir yerdi.

Katlanabilir somyaları açıp tezgah yaparlardı. Tezgahların üstünde ilginç şeyler olurdu. Mesela o dönem gamewatch epey havalı bir şeydi. türk malı gamewatch 100 lira ise; rus pazarında, rus malı gamewatch 20 liraydı. aklımızı yitirmiştik!

Mesela Nintendo'nun bu cihazının aynısının çakmasını yapmışlardı ruslar. Bende bu cihazın rus malı olanı vardı. Tuşlarının rengi bile aynıydı. Taş gibiydi.

Karton kutuda satılan Philips ampül 3 liraysa, muz kutusunda korumasız şekilde üst üste yığılmış rus ampülleri 50 kuruştu. 

Ruslar gece mallarıyla gelirdi. Sabah boş buldukları yerlere seyyar tezgahlar açıp, malları çok ucuz bir şekilde, bazen de toptan verip, hemen geri giderlerdi. Bazı insanlar ucuza mal kapatmak için sabah 7'de pazarda olurdu!

Bazıları ucuz fiyattan sattıklarının farkındaydı, o yüzden onlar daha yüksek satarlardı. Malları kolay satılmadığı için gidip-gelen bavulcular gibi değillerdi. Onlar ramızda, bizden biri gibi olmuşlardı.

Bazı türk erkekleri bu kadınlara fahişe gözüyle bakardı. Halbuki onlar üniversite mezunu, işsiz insanlardı. Birisi bana diş doktoru olduğunu fakat iş yoksa diş doktoru olmasının bir şey ifade etmediğini söylemişti. Erkekler laflarına, "madam saati kaç para" şeklindeki tacizlerine rağmen direndiler. 

Bazı yerel esnaflar, sabahın köründe gelen ruslardan işe yarar ürünleri, kelepir fiyattan toplayıp türklere pahalıya sata sata köşeyi döndüler. Şimdi Ankara'da bazı isim yapmış firmaların geçmişini incelerseniz, kökeni rus pazarı çıkarsa şaşırmayın.


Direndiler demiştim değil mi?

Birkaç yıl direndikten sonra ruslar memleketlerine döndüler. Bir daha da hiç gelmediler. Rus pazarı artık o sıradışı atmosferini kaybetti. Dışkapı Pazarı, aradan geçen 20 yıla rağmen hala Rus Pazarı diye anılıyorsa, onların 3-4 yıllık macerasının zihnimizde büyük bir yer teşkil etmesindendir...

10 Aralık 2014 Çarşamba

Foursquare'in Kurtuluşu: Super User Sistemi (Bölüm 3)


IMDB'deki sistemden bahsedeyim...

IMDB'de TOP 250 listesine birçok film giremez. Puanı TOP 250 filmlerinin puanları ile aynı olsa, hatta onlardan daha fazla kişi tarafından oylansa bile giremez. 

Çünkü orada bir Top User sistemi vardır.

Top User bir filmi oyluyorsa, onun puan katsayısı filmi özel kılar. Onun puanının, genel puana katkısı ise daha fazladır.

Çünkü Top User, IMDB'nin sisteminde kendini ıspatlamıştır. Fake oy vermeyeceği, duygularına göre davranmadığı, filme doğru puan verecek sinema bilgisine sahip olduğu; diğer üyelerin oylarıyla ve IMDB adminleri tarafından kabul edilmiştir. Zaten bu yüzden Top user yapılmıştır. Top User olarak puanlamayı ve IMDB Top 500 gibi listeleri etkileyen kullanıcı ve profilindeki rozetleri inceleyelim.


IMDB'ye film eleştirileriyle 13 yılını vermiş bir kullanıcı ile 4-5 yıllık bir kullanıcının oyu aynı olsaydı, IMDB'deki puanlar ne kadar güvenilir olabilirdi. Bir süre sonra IMDB denen sitedeki yorumlar ve puanlamalar güvenilir değil diyerek birçok insan bu siteyi kullanmayı bırakacaktı.

Ama IMDB sistemi doğru kurdu, algoritmaları bunlara göre yazdı. Sonuç ortada. IMDB popüler sinemaya hizmet etmesine rağmen hala en güvenilir kaynaklardan biri.

Devam edeyim. Aslında böyle birçok örnek var...


Ebay'de giyim ürünleri satan %98.7 pozitif feedback almış bir kullanıcının hesabı. 

Sadece 34 negatif oy almış. Bu 34 yorum benim için %98.7'lik pozitif yorumdan daha önemli. Neden kötü yorumlar yapılmış? Asıl onları incelemek gerek.

Ebay bize her şeyi tek tek inceleme fırsat tanıyor. Negative kısmındaki sayılara tıklayıp, yapılan tüm negatif yorumları görebiliyoruz.
  
Bu örnekleri verdikten sonra tekrar 4SQ'e dönelim...

Foursquare'in 2013 yılında yapması gereken aslında buydu.

Alışveriş sitelerindeki gibi tavsiyeleri bırakmadan önce "5 yıldız" veya "pozitif/negatif" sistemiyle yorumları kategorilere ayırabilirlerdi. Bu şekilde kullanıcı direkt olarak negatif yorumlara da ulaşabilecekti. Şimdi beğenilenler kullanıcıların gözüne sokulurken, daha faydalı olabilecek yorumlar yüzlerce yorumun arasında kayboluyor.

Bir spor merkezinin 4SQ hesabında şu faydalı bilgiyi, yüzlerce çöp bilginin arasında buldum. 

Bu basit bir sistem. Ebay, Hepsiburada gibi sitelerde de var. Kullanıcı olarak negatif yorumların kritik tavsiyeler olduğunu düşünürüm. Bu yüzden sadece kötü yorumlara bakmak istiyorum. Ama bakamıyorum. 

Foursquare'in sistemi 'sadece iyi yorumları' gözümüzün içine sokuyor. 

Böyle bir sistem, mekan keşfetme uygulaması olduğunu iddia ediyor. Böyle bir şey mümkün değil...

SUPER USER SİSTEMİ 
  


Foursquare düşüşe geçene kadar bekledi. Basit bir algoritma yazıp, Super User sistemini geliştirmeleri gerekiyordu.

Peki nasıl olacaktı bu Super User sistemi.

Bakın ben 3-3,5 yıllık aktif bir 4SQ kullanıcısıyım. Bu sürede en az 70-80 farklı bara gitmişimdir. toplam bar check-inlerim 200-250 civarıdır. Yılda 3-4 defa bara giden kullanıcının yorumu benden daha kıymetli olabilir mi? 

-Yılda 3 film izleyen insanla, yılda 300 film izleyen insan sinemaya aynı perspektifle bakabilir mi?

-Yılda 3 kez hint restoranına giden insanla, 300 kez hint restoranına gitmiş kişi aynı yemeği, aynı şekilde yorumlayabilir mi?

3 yılda 100 farklı dönerci görmüş insanla, tüm hayatı boyunca 10 dönercide yemiş insan aynı şartlarda olmamalı.

Çoğu zaman yorumlarda şunu görüyorum:

"Hayatımda yediğim en güzel döner"

Aşağı yukarı 17-18 yaşlarında bir genç kız bu yorumu yapmış, 66 beğeni almış.

Bu kızın hayatı boyunca döner yediği kaç farklı dönerci olabilir ki? 17 yaşında bir kızın ne hayatı var da, 4SQ'de eksper edasıyla yorum yapabiliyor?

Çöpşiş lokantasındaki resmi tekrar paylaşıyorum. 45-50 yaşlarındaki kullanıcı, yanıltıcı yorumlara güvenip buraya gelmiş, yediği şeyi görünce hayrete düşmüş. 

Niye? Hayatında gerçek çöpşişi yememiş insanlar yorum yapıyor. Gerçek Ege Çöpşişi o restoranın sattığı gibi bir şey değil. Bu yorumlara güvenip, oraya gidince şoke oluyorsunuz. Ömründe hiç çöpşiş yememiş insanlar en iyi çöpşiş bu demişler. Kullanıcı bu tavsiyelere güvenip, bu restorana gelmiş...



Mesela yıllardır scotch içerim. Biralar üzerine uzun uzun konuşacak kadar bilgim vardır. Bazen "Blog yazsam mı" diye düşünüyorum ama "bu kadar bilgi ile ancak arkadaş ortamında konuşabilirsin, ne blogu" diye vazgeçiyorum.

Fakat işte o kadar bilgiyle yapılan yorumlar ve bu saçmalıkları beğenen insanlar, Foursquare'in yöneticilerine "Biz şehrin keşif rehberiyiz" dedirtebiliyor.

100 bara gitmiş biri, Barların Super User'ı olmalıydı. 100 farklı türk restoranına gitmiş biri Türk Restoranlarında Super User olmalıydı. 

100 farklı kebap/döner/çöpşiş vs. yiyen bir insanın damağı öyle ağaç kökü gibi kalmış olabilir mi? Muhakkak bir noktadan sonra terbiye görmüştür ve belli bir seviyeye ulaşmıştır. Bu insanın yorumunun kaç beğeni aldığı önemli değil. En değerli tavsiye bu kullanıcıların olmalıydı.

Pozitif ve Negatif yorumları ayırıp, Super User'ların yorumları yukarı çekilseydi. O zaman 4SQ Ceo'ları, şu an Foursquare'i ikiye bölüp, Swarm'la filan uğraşmazlardı. Çünkü Avrupa'daki insanlar "bu uygulamadaki tavsiyeler insanları yanıltıyor, gereksiz" diyerek silmezlerdi. 

Foursquare işe yarar mı? Eh biraz işe yarar. Mekan resimlerine ve yemek resimlerine bakarak gidip, gitmeyeceğinize karar verebilirsiniz. Tavsiyelere bakıp, kendinizi gaza getirmeyin. Tavsiyelerin %90'ı işe yaramaz. 

Bazen böyle söyleyince, "milyon dolarlık şirketler düşünememiş, bunu tek siz mi düşündünüz :D" diyorlar.

Milyon dolarlık Fransız araba firması, 'sürücü virajlarda tutsun' diye sürücü koltuğunun tavanına, tavan tutamağı yapmıştı :)


Benden bu kadar...

28 Kasım 2014 Cuma

Foursquare & Swarm: Analiz (Bölüm 2)


Foursquare 2011'de yakaladığı ivmeyi 2013'e kadar taşımıştı. Kullanıcı sayısı her geçen gün daha da arttı. 

2009'da kurulsa da; işe yarar hale geldiği yıl olan 2010'da, 1 milyon kullanıcıyla başlayan serüven 2013 yılına gelindiğinde 32 milyon kullanıcıyla devam ediyordu. 2014'te ise 45 milyonu bulmuştu. 

Türkiye'de 2011'de, "gereksiz" diye dudak büken kesim ise 2013-2014 yılında 4SQ'e alışmaya çalışıyordu. Niye? Bu program neden bu kadar popüler oldu.

Program ilk başta basit bir check-in programı gibi görünebilir. Fakat bir süre sonra burada dating (sevgili bulmak) için uygun ortam olduğu fark edildi.

Foursquare, mesajlaşma aparatı yapmadı ama iletişim bölümünde Facebook, Twitter, Mail gibi yollarla kullanıcıların tanışmasını sağlayacak mecraaların yolunu açtı.

Buranın dating ortamı olmasını, açıkça değil ama gizliden gizliye istedi.


Başlangıç yazımda Facebook'un kurucusu Zuckerberg'in 2006-2007 yıllarında "eski okul arkadaşlarınızı bulun" sloganından bahsetmiştim. Zuckerberg, Facebook'u pazarlarken, bize inandırmaya çalıştığı bu yalana kendi inanıyor muydu? 

Zuckerberg, 2003 yılında, okulun popüler kızlarının yüzlerinin "hot or not" diye oylanarak teşhir edildiği, Facemash'ten dolayı okul disiplinine gönderildi.

Harvard'ın disiplinine gitmesine rağmen okuldaki Kadın-Erkek etkileşimini daha üst boyuta taşıyıp, TheFacebook'u kurdu. Daha sonra "The Social Network" filminde gördük ki, O bile Facebook'u, aslında okuldaki güzel kızlarla tanışabilmek için kurmuştu...


Her şeyin normal mantıkla işlediğini düşünüyordum. Bir süre sonra bir şey dikkatimi çekti.

Foursquare'de, mekanlara yapılan yorumların daima en çok beğenilenleri, kadın kullanıcıların yaptığı yorumlar oluyor. Niye?!

Demek ki bu yorumlar; 
daha kaliteli...
daha işe yarar...
daha çok fikir veriyor...
daha eğlenceli...

Acaba cidden öyle mi?


Ankara, Passage Bar'da 245 beğeni alan müthiş faydalı ve müthiş eğlenceli yorum bu!

En beğenilen yorumlarda erkek yok. Başka bir yere bakalım...


Retrox'taki yorumlarda da en beğenilenler kadın. 22 beğeni alan "Pazar keyfi" favorim.

Devam edelim ve Foursquare'in neden işe yaramaz bir program hale geldiğini kendimiz görelim...

Nickini gizlediğim bir 4SQ kulanıcısının hareketler dökümü gerçekten şahane...



Suna adlı kullanıcının, hiçbir şey ifade etmeyen saçma sapan tavsiyelerini, nickini gizlediğim bu erkek kullanıcı sırayla beğenmiş. Hepsi çok faydalı (?) olduğu için hiç ayırt etmeden tüm tavsiyeleri beğenmiş.

Burada da "Çok güzel:))" şeklindeki yorum özellikle dikkatimi çekti. Foursquare'in kendini "mekan keşfetme rehberi" diye tanıtmasını şimdi daha iyi anlıyorum. "Çok güzel" şeklindeki yorum, mekan keşfi açısından çok önemli (!)


Bu şahane yorumdan 9 kişi (?) faydalanmış!..


Kızın bütün tavsiyelerini beğen... 
Hemen arkasından arkadaşlık daveti gönder...
Arkadaş ol!

Güzel taktik! :) 

Foursquare'in CEO'su Dennis Crowley'e "Bu programı, bu insanların aşk ve cinsel hayatına renk getirsin diye mi yaptınız?" diye sormak lazım.

Hani bu program mekan keşfetmek için yapılmıştı?

Belli amaçlar uğruna dezenforme edilmiş bu ortamda biz neyi keşfedebiliriz?!

Görgüsüzce hava atmak için check-in yapan insanlar, Kadına aç erkekler ile siz bu programda objektif tavsiyeler olabileceğini mi düşünmüştünüz diye sormak isterdim onlara.

Mekanları keşfetmemizi sağlayan şahane tavsiyelere devam edelim mi?


Görüldüğü gibi abazan güruh, kızların yorumlarını hunharca, gözü dönmüşçe beğenmeye devam ediyor. 

"Yemek acaip?"

Foursquare bu kadar kötü bir halde değildi. 1-2 yılda bu saçma insanlar doluştu. İşte bu hale geldi.

Siz bu programdaki önerilerin sağlıklı olmasını bekliyor musunuz?


Hiç gitmediği, fakat gitmeyi düşündüğü bir lokantayla ilgili veya yazılmayı düşündüğü spor salonuyla ilgili buradaki yorumları okuyarak ciddi ciddi faydalanmayı düşünen insanlar var mı? 

Eskiden ben bunlardan biriydim. Fakat bu dezenforme edilmiş tavsiyeleri okudukça çoğu kez yanılgıya düşmeye başladım.

Son aylarda gittiğim bir aile lokantasında tam 40tl hesap ödeyip aç kalktım. Bu kadar parayı ortalama üstü bir steakhouse'a verip, et yiyorum. 4SQ'in niteliksiz yorumları yüzünden salaş, pislik içinde bir yere gidip, 40tl hesap ödeyip aç kalktım! :@@@


Ankara'da bir spor salonu. 9.1 puan almış. Ben bu spor salonuna 1 sene üyeydim. İlk başta her şey mükemmeldi. Bir süre sonra salonun kapasitesinin üstünde üye alımı yaptılar. Fakat spor salonu 1500 kişi için yapılmış. Buraya 2500 kişiyi üye yaparsanız, orada artık spor yapılmaz. 

Serbest ağırlıklar yetmedi. Cihazlarda ve koşu bantlarda sıra beklemeye başladık. Soyunma odasında dolaplar yetmedi, duşlarda sıra bekledik.

TAVSİYELER FAKE HESAPLARLA SABOTE EDİLDİ


Salondaki bilinçli üyeler program üzerinden bazı sert eleştiriler yaptılar. Salona yeni üye olacak kişiler bu tavsiyeleri gördükleri için spor salonu yönetimi değişik bir yöntem buldu.

Çalışanlarına ve tanıdıklarına sahte Foursquare hesapları açtırdılar. Bu sahte hesaplar genellikle kadın profilleriydi (!) 

Bu hesaplarla yukarıda verdiğim niteliksiz ama mekanı öven tavsiyeleri beğenmeye başladılar. Elbette kendileri de tavsiye eklemeyi ihmal etmediler.

Mekanı övüp, yere göğe sığdıramayan yorumlar 4SQ yazılımındaki algoritma nedeniyle, daha çok beğeni aldığı için yukarıya çıktı. Programı açan biri ilk olarak bu yorumları gördü. Bizim, gerçekçi yorumlarımız ise tavsiye yığını arasında kayboldu!


Bu arada birçok mekan sahibinin, kötü yorumları, 10-15 hesapla birden "Saldırgan" gerekçesiyle sildirdiğini de belirtmem gerek. Bu kadar çok tekil kullanıcı şikayet edince 4SQ Support haklı gerekçe olduğunu düşünerek siliyor. Başka türlü değerlendirmeleri zaten mümkün değil. 

Bu yüzden çoğu mekanda ciddi eleştiri yapan yorumlar göremezsiniz. Bunlar sadece bizim halk olarak kolay beğenen, beğeni seviyesi düşük bir toplum olmamızla ilgili değil. Mekan sahipleri tarafından anlattığım şekilde ciddi bir dezenformasyon yapılıyor.

100 tavsiye olan bir mekanda 3 tavsiye negatif olsa, bu yorumları kim görür, okusa kim ciddiye alır? İşte kimse ciddiye almıyor. Alması için 4SQ yazılımcıları hiçbir şey yapmadı. ve yavaş yavaş bugünlere gelindi...

Bizim, gerçekçi ve salonun durumunu yansıtan yorumlarımız ise tavsiye yığını arasında kayboldu. 

FOURSQUARE'İN DİBE VURMASI

Peki. Şimdi de Foursquare'in Apple Store'daki en değerli şirket sıralamasını gösteren diyagramı inceleyelim... 


Foursquare, ABD'deki IOS uygulamaları arasındaki ranKing sıralamasında, 2012'nin bir bölümünde ve 2013'te ilk 250 uygulama arasında yer alıyor.

2 yıl boyunca ilk 500 şirket arasındaki yerini koruyor. Fakat grafikte de görüldüğü gibi Ekim ayından sonra programın download sayıları azaldığı için şirket değer kaybediyor. 

Özellikle Ocak 2014'teki müthiş düşüş, ilk 50'ye kadar çıkan bir şirketin, ranking listesinde 1250-1500 sıralamasına düşmesi CEO'ları yeni bir karar almaya zorluyor.

Bunu kendileri de söylüyorlar. 2014'ün Ocak ayında Check-in modülünü 4SQ'den çıkarmaya, check-in işleminin sadece Swarm'da yapılmasına karar verdik diyorlar.

Niye bu kararı Ocak ayında aldıkları gayet açık. Belli bir başarı yakaladıkları, İlk 50'ye kadar çıkardıkları güzelim Foursquare uygulaması, 1400. sıralara kadar düşmüştü çünkü!


Mayıs ayında Swarm artık tamamen hazır olsa da, yıllardır 4SQ kullanan sadık kullanıcılarına bu durumu nasıl açıklayacaklardı.

"Biz batıyoruz. Check-in'leri Foursquare'in içinden çıkarıp, yeni bir şey deneyeceğiz" demek biraz zor olurdu.

Check-in yapmaya çalışırken, "Swarm'u indir veya daha sonra dene" seçeneği çıkınca durumun rengi belli oldu. Swam bir süre sonra mecbur kılınacaktı. 

Swarm'u birçok kişi yüklemedi. Kullananlar da beğenmedi, herkes 4SQ'e geri döndü. Alternatif yoktu zaten. Bu sadece hazım evresiydi. Temmuz gibi yayınlanan yeni sürüm ile Foursquare'den Check-in modülü çıkarıldı. Ağustos'ta da Foursquare bambaşka, tuhaf bir hale gelmişti. 


Bu son söylediklerimi Foursquare kullanıcıları zaten biliyor.

Kullanıcı sayıları artmıştı. Şirketin karatahtasına tebeşirle 50 milyon kullanıcı yazılmıştı. Tüm bunlara rağmen işler iyi gitmiyordu...

Yani şirket batıyor muydu?
Apple Store'daki ve Google Play'deki download oranları neden düşmüştü?

İşte bundan!..


Rozetlerle önce Check-in yapmaya alıştırdılar, sonra pop-up önerilerle insanları tavsiye bırakmaya alıştırdılar. Resimler ve tavsiyeler eklendikçe, 4SQ kısmen de olsa bir şehir rehberine dönüşmüştü.

Fakat iyiye gitmesi beklenen aplikasyon 2013'ün son çeyreğinde büyük bir düşüşe geçti...

FOURSQUARE'DEKİ YANILTICI TAVSİYELER

Özellikle Avrupa'daki 4SQ kullanıcıları bu programın ŞEHİR REHBERİ OLAMAYACAK KADAR SAHTE YORUM BARINDIRDIĞINI FARK ETTİLER!!

Yorumların işe faydasız olduğunu, insanlara doğru bilgiyi veremediğini bilakis doğru bilgiden uzaklaştırdığını örneklerle gösterdim.

Venue'lerin tavsiyeler bölümü, bazen dating amaçlı kişiler, bazen de firmalar tarafından dezenforme ediyordu.


Sadece kötü niyet yok elbette...

Foursquare kullanıcılarının çok büyük bir bölümü, belli bir lifestyle'dan, yeme-içme kültüründen uzak olmalarına rağmen uzman edasıyla yorum yaptıkları için ekledikleri tavsiyelerin %90 çöp bilgi, yani faydasız.

Bu çöp bilgiler art niyetli kişiler tarafından beğeniliyor. Bu yorumlar da haliyle gerçekleri temsil etmiyor.

Check-in yapmak zaten birçok insana göre anlamsızdı.
Uygulamadaki tavsiyelerin da yanıltıcı olduğu farkedildi ve yurtdışındaki birçok kullanıcı programı kullanmayı bıraktı.

Check-in ve Download sayıları düştü...

Şirket buna daha ciddi bir çözüm üretmek yerine, şöyle düşündü:

"Check-in çok avam, kalitesiz bir işlem. İnsanlar check-in yapmaktan sıkıldı. Fakat 4SQ check-in'den ibaret değil. Bir mekan rehberi. En iyisi check-in olayını 4SQ çıkarmak..."

Peki programı sıkıcı hale getiren check-in miydi? Aynı grafiği bir kez daha paylaşayım...


Foursquare, Swarm'un yayınlandığı Temmuz 2014'te müthiş bir ivme yakalamış gibi görünüyor. Fakat Green Candlelight (Pozitif Peak) gibi görünen sadece Gölge. Yani sanal bir artış. 1 ay içinde Foursquare daha da dibe vuruyor. 

Grafiğin son kısmı kasım ayı. Şu halde bile şirketin itibari 2014 Ocak'taki itibarina ulaşamamış. Mevcut kullanıcıyı uygulamadan soğutmaktan başka bir şey yapmadılar. Biz ta en başından saçmaladıklarını söylemiştik.

Swarm piyasa sürüldükten sonra 4SQ için kullanıcı ratinglerine bakalım... 


2014 yılının Haziran ayında müthiş bir oy patlaması oluyor. Bütün Foursquare kullanıcıları gelip, uygulamaya 1 yıldız veriyor. Haziran-Temmuz-Ağustos aylarındaki durum gayet açık. 

Temmuz ve Ağustos ayında Apple store'da 4SQ'e 1 yıldız verme çılgınlığı yaşanıyor. 

Görüldüğü gibi 4SQ, çalışan sistemi bozmasına rağmen bataklıktan kurtulamamış. Peki Swarm'un Apple Store'daki durumu nedir...


Farklı değil hatta daha kötü. Mayıs-Ağustos aylarında sanal bir yükseliş var. Bir heves yüklenmiş, işe yaramaz bir uygulama olduğu farkedilince o da dibe vurmuş.

Sonuç: Swarm, Kasım ayında ilk 1250'ye bile zor girmiş!

Bunlar da, Swarm'da check-in'lere eklenen etiketler. 4SQ CEO'su Dennis Crowley, "bu etiketleri yaparken 4SQ'deki rozetlerden ilham aldık. Kullanıcıyı özel hissettireceğiz" diyor.



Bunlarla mı özel hissedeceksiniz? Külot etiketiyle? :)) 

Devam edecek...

27 Kasım 2014 Perşembe

Foursquare: Dünden Bugüne (Bölüm 1)


Şu an tüm dünyada 55 milyon kullanıcısı olan Foursquare'in, Türkiye'deki ilk dönem kullanıcılarından biriyim.

Biraz geriye gidelim ve o dönemleri inceleyelim.

İlk başladığımda 4sq son derece basit bir formattaydı...


Son derece basit bir dashboard'a sahipti. Mekanı seçip check-in yapıyorduk. Çok basit ve sade bir arayüzdü. 

Bize mekan önerisinde bulunmuyordu...
"Bu mekanı beğendin mi, kredi kartı geçiyor mu" gibi sorular sormuyordu...

Hatta ve hatta check-in yapacak doğru dürüst mekan bile yoktu. Birçok venue'yü bizzat kendim ekledim. Çünkü insanlar burayı bilmeliydi. "Burası foursquare database'inde olmalı" diyordum.


İlk check-in'imin üzerinden 3 senenin üzerinde bir zaman geçti. O dönem, beni 4sq kullanırken görenler, programı soruyorlar. Anlattığımda, "gittiğin mekanı check-in yapmanın ne mantığı var" diyerek dudak büküyorlardı. Fakat yine de, program o tarihten itibaren her geçen gün kullanıcı sayısını ve popülaritesini arttırdı.

İlginç bir şekilde, "check-in yapmak boş iş" diyen insanlar da programın popüler olmasıyla foursquare kullanmaya başladılar.


Programa gelen genel eleştirilere dönelim...

-Bir insan, neden gittiği yeri check-in yapıp, arkadaşlarıyla paylaşma ihtiyacı hisseder ki?
-Check-in yapmak, insanlara gittiği yerle hava atmak görgüsüzlük!
-Boş insanların işi...


Eleştiriler kısmen doğru, kısmen de yanlış...

Bu program, ilk çıktığı dönem, sadece check-in yapmak üzerine kuruluydu. Uygulama bana yemek önerileri sunmayı vaat etmiyordu.

4SQ, "check-in yap, arkadaşlarınla buluş; özel indirimler kazan" diyordu. Öne çıkardıkları başlıklar bunlardı. Mekan rehberi olmaya çalışmadılar. En azından böyle bir fikirleri olduğunu belli etmediler. 

Misal Facebook da 2007'de Türkiye'de ilk çıktığında da böyleydi. Facebook'u "Eski arkadaşlarını bul" diye pazarladılar. 20 yıldır görüşmediğim arkadaşımı bulunca ne yapacağım" diyen sadece ben miydim?!

Amaç belliydi aslında. Okul arkadaşı bulma işi tamamen masaldı... 


İlk dönemlerde check-in yapmayı saçmalık gören insanlar, burada ciddi bir dating (sevgili bulma) sitesi ortamı olduğunu fark edip, foursquare üyelikleri almaya başladılar. [İşte bu noktadan sonra işin rengi değişti]

Sanırım 4sq yöneticilerinin istediği de buydu.

"Arkadaşlarınla buluş, pizzacıda indirim kazan" diye diye bizi check-in yapmaya alıştırdılar. Aslında en başından beri asıl amaçları tripadvisor gibi bir site yaratmaktı. Yani tüm dünyada, insanların gidebilecekleri tüm mekanlar ile ilgili bilgi alabileceği, interaktif bir program oluşturmaktı.


Check-in alışkanlığının oluşmasında, Foursquare Badge'larının yani sonradan Rozet ismini alan fasilitenin rolü küçümsenemez.

Bence foursquare'i, foursquare yapan Rozetlerdi. Bu rozet mevzusu komik, anlamsız, çocukça geliyor olabilir. Fakat değil.

Örneğin, "Wino" rozetini kazanmak için Şarap Evi'nde check-in yapmak gerekiyordu. Mesela resimdeki kullanıcı 6 kez wino rozeti kazanmış. Bu, kulanıcının şarap sevdiğini ve sık sık şarap evlerine gittiğini gösteriyor. 

Mesela aynı resimdeki Ski Bum rozeti de özel sayılabilecek bir rozet. Kullanıcının kayak yaptığını gösteriyor. 

Bir kullanıcının hesabını spesifik hale getiren, rozetlerdi!

Bir de kendi rozetlerime bakayım...


Misal bu rozetler %90 oranında beni yansıtıyor. 10 kez Kahve rozeti almışım. Normaldir. Sık sık kahve içiyorum. 

Sokak tezgahlarından yemek yemeyi seviyorum.
Balıkçılara gidiyorum.
Yurtdışında sadece raylı ulaşım kulanıyorum.

Bu rozetleri insanların bu kadar sevmesi, aslında onları temsil etmesi. Onları özel hissettiriyordu. 


Epic Swarm rozetini aldığım gün çok güzel bir maç günüydü. Bana güzel bir anı hatırlatıyor. Bu rozetleri anlamsız bulup, foursquare'den kaldırdılar. Bu rozet anlamsız mı? Benim için yeterince anlamlıydı. 

Başka bir rozet daha...


Amsterdam'ın önemli noktalarında check-in yaptıktan sonra karşıma bir anda bu rozet çıktı. 

Şehir Rozetleri, Foursquare için çok özeldi. istanbul'da Bosphorus rozetini hemen hemen herkes kazanmıştı. Peki kaç kişinin profilinde Mokum rozeti vardı?

Bir süre sonra yaptığımız check-in'ler ile profilimizi farkında olmadan özelleştirmeye başlamıştık. Her yeni rozet kullanıcının göğsüne eklenmiş bir merit nişanı gibiydi.

Ayrıca foursquare'in matrak ve sevimli bir dili vardı. Mokum rozetindeki açıklamaya bakın. Eğlenceli ve fırlama. 

Peki en baştaki soruya geri dönelim. İnsanlar bu uygulamada neden check-in yapıyor?

1. Yeni yerler keşfetmek isteyenler. Arkadaşlarının gittiği yeni yerleri görüp, denemek isteyenler...



Bu uygulamayı kullanmaya başladığım günden beri; tanımadığım, fakat belirli bir gustoya sahip olduğunu düşündüğüm birçok kişiyi arkadaşlarıma ekledim.

Bana güzel şeyler kattılar. Birçoğu zevk sahibiydi. Check-in'leri, oluşturdukları listeler hep belirli bir kalitenin üzerindeydi. Bu insanları listemde görmek, onlardan faydalanmak bu programı özel kılmıştı.

Zamanla programın ilginç bir yönünü keşfettim. History (Tarih) sekmesi altında geçmişten bugüne tüm check-in'lerim, detaylarıyla karşıma çıktı.

Mesela 2013'te gittiğim meşhur bir schnitzel restoranını hatırlamak için çok fazla şey yapmama gerek yok. Sadece hangi yıl ve hangi ayda gittiğimi hatırlamam yeterli. 

Foursquare'e böyle çok işim düştü: "kontrata hangi gün imza atmıştım", "son 3 ayda kaç gün derse gitmemişim" vs vs. Buna benzer kritik bilgilere ulaşabiliyordum...


Kullanıcıların oluşturduğu listelerin ciddi sayıda takipçi toplamaya başlaması da, check-in yapmak üzere sisteme giren kullanıcıların yöneliminin farklılaştığının iyi bir örneğiydi. Bir kısım kullanıcı tamamen "keşfetmeye" odaklanmıştı.

1.5 senedir farklı, köşede kalmış ve damağa hitap edeceğini düşündüğüm mekanları "Ankara Gourmet" listesinde topladım. Bu şekilde yurtiçinde ve yurtdışında birçok liste oluşturdum. Seyahat programlarında bu listelere sadık kalmaya çalıştım.

Görüldüğü gibi 4sq, check-in yapmakla başlayan yolculuğunda farklı bir yere ulaşmıştı artık. Bana bir yol haritası çizmişti.

Check-in'ler ve yapılacaklar listesini ortak kullandığımda, özellikle başka şehirlerde bilinçli bir seyahat gerçekleştiriyordum. Tarihçe sekmesinden check-in'lere ulaşmak ise not defteri gibi bir özellik sağlıyordu.

Mesela bazen arkadaş arası konuşmalarda gittiği bir şehirde yediği bir yemekten, içtiği bir kokteylden bahseden arkadaşınız, genellikle gittiği yerin adını hatırlamaz. İşte check-in'ler benim için bir ajanda özelliği kazanmıştı.

Fakat bu programı sadece bizim gibi amaçlarla kullananlar yok elbette. Daha primitif düzeyde kullananları inceleyelim bir de...


2. Check-in yapmak, havalı bir yerlere gitmekten büyük haz duyanlar...

İnsan güzel bir yere gittiğinde mutlu olabilir. Bunu arkadaşlarıyla paylaşmak isteyebilir. Fakat bizim memlekette bu durum görgüsüzlük boyutunu fazlasıyla aştı. 

İnsanlara "ben çok mutluyum, param ve arkadaşlarım var. O yüzden çok geziyorum. Siz de evde oturun!" hissi yaratmak artık pek olumlu karşılanmıyor. 

Check-in yapanlarla ilgili genel düşünce, çoğu kez "Hava atmaya çalışan ezikler" şeklinde. Zaten check-in yapma işini ,insanların gereksiz ve seviyesizce görmesinin sebebi de bu.

Avrupa'da check-in yapma işi gereksiz görülürken, bizde çok sevilmesinin sebebi de bu. Dışarı çıkıp Starbucks'ta kahve içmeyi, Barın birinde bira tokuşturmayı, 20 lira verip konsere gitmeyi neden bu kadar önemli görüyoruz. Tamam paylaşalım ama bu büyük bir olay değil. Basit bir olay. Hatta olması gereken... 

Bırak okumayı, kapağını bile çevirmediğimiz bir kitabı, kahvemizin yanına koyup, resmini çekip, "Kitap ve Kahve keyfi" başlığıyla Foursqaure ve Instagram'da paylaşmayı çok büyük meziyet sanan bir toplumdan hava atmaktan başka bir şey bekleyebilir miyiz. Açıkçası bundan da şüpheliyim...

Not: 3. Maddeyi ve Foursquare'in inişe geçmesinin nedenlerini başka bir yazıda inceleyeceğim... Şimdilik bu kadar :)

26 Kasım 2014 Çarşamba

Avrupa'ya En Ucuz Nasıl Uçulur? (Momondo)


Bazen insanlara ucuz uçak biletini nereden alabileceğimizi soruyorum. Verdikleri tek cevap Skyscanner oluyor. Evet. Skyscanner 2-3 yıl önce iyi bir arama motoruydu. Fakat artık değil. Bazı low-budget havayollarının bünyesinde bulunmaması, fiyatları çıkardığı acentelerin bilet alma aşamasında kestiği fahiş ek ücretler, son dönemde skyscanner'ın pabucunu dama attı.

Skyscanner yerine artık çok daha iyi bir arama motoru var: MOMONDO




Şimdi Momondo'yu açalım ve Ocak ayının son haftası için İstanbul Sabiha Gökçen'den Paris'e kaç liraya uçabileceğimize bakalım...

Gidiş Tarihi: 24 Ocak 2015 (Cumartesi)
Dönüş Tarihi: 31 Ocak 2015 (Cumartesi)

Sonuçlar çıktı. Web Sayfasında belirli yerleri işaretledim ve yanına bazı sayılar koydum.

1) Kalkış
2) Uçuş
3) Uçuş tarihleri

Bunları Havayolarının sitelerindeki gibi geri giderek değil, bu sayfada üzerine tıklayarak kolayca değiştirebiliyorsunuz. Özellikle Pegasus'un sayfasında destinasyonu değiştirmeye kalkınca arama işlemine baştan başlamak gerekiyor. Bu da insanı yoruyor.

4) Bu bölümde Ay veya günlerin üstüne tıklayarak tarih sekmesini kolayca değiştirebiliyoruz. Fiyatlar da kısa sürede değişiyor. Çok hızlı ve pratik bir menü. Geri dönme, tekrar yükleme gibi işlemler yok.

5) En ucuz bilet fiyatı

6) Havayolu firmasının logosu. Logonun üzerine gidince, Firmanın adı ve uçuş kodu görünüyor. 

7) Bileti temin edebileceğiniz acenteler. Geziko'da bileti 339 liraya temin edebilirken, Uçuşu yapan charter Transavia'nın kendi sitesinde fiyat 360tl? İlginç bir durum.

8) Bu ise Momondo'nun notu. Direkt uçuş, en uygun fiyat. Momondo 10 puanı verip Transavia firmasının bu uçuşunu ilk sıraya yerleştirmiş.

Fakat gözümüzden kaçan bir kısım var. Sonuçlar sayfasına tekrar bakalım...



9) Kredi kartına benzer ikonların olduğu bölümün üstünü tıklayınca sayfada bir pencere açılıyor. Sürpriz geldi işte: Ekstra Ücretler!!

Bu bölümü biraz detaylı inceleyelim:
Skypicker diye yabancı bir uçak bileti acentası var. Açıkçası ben bu firmaya güvenip bilet almam. O yüzden direkt pas geçiyorum.

Geziko Visa-Master gibi bizim daha sık kulandığımız kredi kartlarına komisyon almıyormuş. Bu çok iyi. Eğer Geziko'ya da güvenemezsek, bileti Havayolları'nın kendi sitesinden alacağız. Bu durumda Transavia, Visa, Mastercard ve Paypal için 14tl, yani yaklaşık 5 euro komisyon kesiyor. Uçak bileti 360+14tl, 374tl oldu. Geziko'ya güveniyorum ve bileti bu siteden alacağım.

Koltuk seçmeyi düşünmüyorum. Fakat eğer bagaj getireceksek işin rengi değişiyor.

Ücretsiz olan 55x35x25cm ölçülere sahip bagajın büyüklüğü pilot bagajı dedikleri bavulun ölçüleridir. Aynı zamanda standart bir sırt çantası da hemen hemen bu ölçülerdedir. Çantayı ne kadar doldurursanız doldurun bu ücretsiz bagaj ölçülerinde sıkıntı yaşamazsınız.

Peki bagaj ücreti vermeden uçmak için yanınıza alacağınız sırt çantasına ne koyabilirsiniz?
-2 kazak
-5 çorap
-5 iç çamaşırı
-1 pantolon
-Max 100ml lens solüsyonu

Bu çantaya ayakkabı veya mont sığdırmayı düşünmeyin.

Ayrıca krem, duş jeli, konserve ve nutella gibi gıdalar ile uçmanız mümkün değil. Saw'dan belki çıkarsınız ama dönüşte buna benzer şeyleri hava alanı güvenliğinden geçirebilmeniz mümkün görünmüyor. 

Sırt çantasıyla Paris'te 7 gün geçirebilirim derseniz, 55tl ekstra ücretten kurtuluyorsunuz. Aksi takdirde Checked-in Baggage ücretini ödeyip, bavulu bagaja teslim edebiliriz.

Geziko'da 339+55=394tl yani düz hesap 400tl Paris'e uçabiliyoruz. 

Devam edelim. Önce sırt çantası fiyatına bakalım...


İlginç bir şey oldu: Ödeme ekranındaki son fiyat 339tl yerine 328tl çıktı! :)

Peki bir de bavul ücreti ekleyerek deneyelim...


Premium Servis Pakedi adı altında Bagaj Hakkı da var. Transavia'nın kendi sitesinde 55tl olan bu hizmet, burada 35tl. Kurcaladıkça ilginç şeylerle karşılaşıyoruz.

Servis Pakedini de ekleyip son ekrana gidelim...


Son Ekrandaki Fiyat 363.5tl. Aynı hizmet Transavia'nın kendi sitesinde 394tl!

Bileti alıyorum artık. Alayım mı?

Tabii ki hayır! :)

Şimdi de Avantajix'e gidip, biraz da oraları kurcalayalım...


Avantajix bir cashback sitesi. Eğer anlaşmaları varsa, önce üye girişinden login oluyorsunuz. Sonra arama motoruna alışveriş yapacağınız sitenin ismini yazıp siteye git diyorsunuz. Açılan link, avantajix'in referans linki olacak. Bu şekilde işlem yaparsanız belli oranda cashback kazanacaksınız. Şansımıza Geziko'nun, Avantajix ile anlaşması var.

Üye olup 15tl cashback alabilirsiniz. Bu paranın hesabınıza yatması için 1 ay bekleyeceksiniz. Bu işlerle uğraşmak istemezseniz verilen kupon kodunu sisteme girerseniz 10tl daha indirim kazanacaksınız. 

10tl indirimli hali ile 
Bagajsız ücret: 318.5tl
Bagaj Hakkı dahil ücret: 353.5

"Ben bu işlerle uğraşamam. Atlarım Pegasus'a mis gibi giderim" diyenler için aynı tarihler için Pegasus'un bavul hakkı dahil fiyatlarını ekliyorum.


Sonuç tam beklediğim gibi. 

Transavia: 353tl
Pegasus: 674tl

Fiyat Farkı: 321tl

Sözün özü: Doğru arama yöntemlerini kullanarak, tek sefer ücretine Paris'e 2 defa gidiş dönüş uçabilirsiniz! :)

Yazıyı çok ilginç bir şekilde sonlandıracağım...

Bu işlemleri yaptık. Son ekrana gittik. Cebimizden kredi kartını çıkardık, ödemeyi yapacağız fakat bir aksilik oldu veya kararsız kaldığımız için bileti almadık.

15dk sonra dank etti. Bileti almaya kesinkes karar verdik. Buyrun fiyatların yeni halini görün!


Momondo anasayfada yazan fiyatları 20dk arayla tekrar karşılaştıralım.

İlk fiyat: 350tl (Transavia) - 339tl (Geziko)
Son fiyat: 430tl (Transavia) - 406tl (Geziko)

Artık bundan sonra Geziko'nun sitesine gidip, "fiyat daha mı ucuz" diye bakmaya gerek yok. Bilet fiyatı 60-70tl civarı zamlandı. 

Bu durum güzel bir örnek. İlk seferde, ödeme sayfasına gittiğimizde bileti almamız gerekirdi. Geziko veya Transavia bilgisayarımıza çerez atmış olmalı. Transavia ödeme ekranına kadar geldiğimiz için bu bileti alacağımızı düşünüyor ve bize özel olarak fiyatı yükseltti. 

Mesela hemen alt sıradaki Onur Air'in fiyatına bakarsak. İki ekranda da 438tl olduğunu, fiyatın hiç değişmediğini görürüz. Bu işlemi Onur Air için yapsak, aynı şekilde Onur Air'in de fiyatı yükselecektir.

Bu bilgisayardaki çerezleri temizlersem, belki tekrar ilk fiyata dönebilirim. Bunun yerine başka bir yerden, ip'si farklı bir cihazdan da deneyebiliriz.

Bu yazıda Momondo'yu anlatırken Geziko'yu övdüğümü sananlar olacaktır. Geziko yerine Aerobilet de olabilirdi. Momondo ile çalışan bu iki acenteye güveniyorum. Airtickets, bravofly, gotogate, tripsta, skypicker gibi sitelerden bilet almadım. Bilmiyorum, tanımıyorum. Kullanmadığım siteleri de sırf ucuz diye kullanmaya teşvik edemem. O yüzden bildiğim yoldan gitmeyi tercih ettim.

Avantajix kod kullanmayı veya cashback vermeyi durdurabilir. Bunlar dönemsel kampanyalar. Bunu da göz önünde bulundurmakta fayda var.

Ucuz uçak bileti alma yöntemleri yazım devam edecek...

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Powerade Coupons